Kilyos sahilinde, yaz sıcağında, 30’lu yaşlarda bir kadın gördüm: Ela. Esmer, dolgun kalçalı, bikinisinin ipi götünün arasında kayboluyordu. Kumda uzanırken, kalçaları güneşin altında parlıyordu. Cesaretimi topladım, “Merhaba,” dedim. Gülümsedi, “Sıcak, değil mi?” dedi, gözleri davetkâr. Sohbet ilerledi, denize girdik. Suda kalçalarına dokundum, itiraz etmedi. Kıyıya çıktık, tenha bir kayalığa çekildik. Bikinisini sıyırdım, büyük götü ortaya çıktı. “Öp,” dedi, domalarak. Dudaklarımı kalçalarına gömdüm, dilimle deliğini yaladım; Ela inledi, “Devam!” Parmaklarımı amına kaydırdım, sırılsıklamdı. Sikimi dayadım, amına girdim; kalçaları her vuruşta dalgalanıyordu. “Anal yap!” diye yalvardı. Yağladım, dar götüne yavaşça soktum; çığlık attı, zevkten titredi. Sonunda, kalçalarına boşaldım; spermler teninde parladı. “Yine gel,” dedi. Ela’nın götü, aşkım oldu.