Üniversite spor salonunda, taytlı kızlar her zaman dikkat çekerdi. 22 yaşındaki Buse, ince siyah taytıyla kalçalarını sergileyerek koşu bandında terliyordu. Dar kumaş, amının hatlarını belli ediyordu; gözlerimi alamadım. Antrenman sonrası, “Soyunma odasında buluşalım,” diye fısıldadı, kurnaz bir gülümsemeyle. Odada, taytını sıyırdı; traşlı, ıslak amı parlıyordu. “Teknik severim,” dedi, duvara yaslanıp bacaklarını açtı.

Beni diz çöktürdü, klitorisini yalamamı istedi. Diliyle yönlendirdi: “Yavaş, daireler çiz!” Zevk suları akarken, parmaklarımı içine soktum, G-noktasını buldum. Buse inledi, “Tam orası!” Kalçalarını oynatarak ritmi kontrol etti, profesyonel gibi. Sonra beni yatırdı, üstüme çıktı. Taytını tamamen çıkardı, aletimi kavradı ve cowgirl pozisyonunda zıplamaya başladı. Dar amı sikimi sıkıca sardı, her hareketinde kaslarını kasıp gevşetti – Kegel tekniği harikaydı.

“Arkadan da dene,” dedi, dört ayak üstüne geçti. Anal için yağladı, yavaşça girdim. Buse, “Derin, ama ritmik!” diye yönlendirdi. Vuruşlarımı onun temposuna uydurdum, kalçaları taytsız daha da ateşliydi. Sonunda, sırtına boşaldım; spermler terli teninde kaydı. “Taytlı kızlar her zaman kazanır,” dedi gülerek. O teknikler, aklımı başımdan aldı.